Merhaba sevgili okuyucular, bu yazıda sizlerle ülkemizde de çok fazla
tüketilen sakatatın tartışılan yönünü ele alacağız.Sakatat faydalı
mıdır,zararlı mıdır?
Sakatat,kasaplık hayvanların kasları dışında kalan yenilebilir kısımlarına (yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin gibi iç organlarıyla baş ve ayakları) verilen genel isimdir.
Peki Nedir Faydaları?
Sakatatlar, kırmızı ete kıyasla daha az yağ içerdiklerinden dolayı kalori değerleri de düşüktür. En fazla enerji değerine sahip olan organ dildir. Protein miktarı ise beyin hariç diğer iç organlarda çizgili kas dokusunun protein miktarına yakın düzeydedir. Kırmızı etin çok az karbonhidrat içermesine karşılık, sakatatların çoğu yüksek oranda karbonhidrat içermektedir. Bu karbonhidratların büyük bir kısmı glikojen olarak karaciğerde bulunur. Sakatatların çeşitli mineral madde içeriği etten daha yüksektir.
Özellikle vücut depo organları olmaları nedeniyle protein, A vitamini, B grubu vitaminlerinden beslenme için esansiyel olan B1 (thiamine), B2 (riboflavin), niasin, folasin, B6 (pryodaksin) ve B12 vitaminleri ve mineraller yönünden oldukça zengin gıdalardır.
Bunun yanısıra sakatat tüketiminde bizi bekleyen birçok risk vardır.
Hayvanlar tarafından dışardan alınan tüm kimyasal maddeler, metabolizmaya girerek hayvan vücudunda birikebilir. Bu birikme,başta karaciğer olmak üzere akciğer, beyin, böbrek, kemik dokuları gibi sakatat olarak ifade edilebilen tüm hayvansal organlarda olabilmektedir. Toksik maddeler; reaksiyonların gerçekleştiği organlarda depolanabilir, daha toksik hale gelebilir, vücutta başka bir yere taşınabilir ve o organda hastalığa neden olabilirler. Sakatatlar insan sağlığına zararlı olan hormonları, bazı proteinleri (deli dana hastalığı etken proteini), virüsleri, parazitleri ve toksik ögeleri (pestisitler, insektisitler vb) de depolama özelliğine sahiptirler.
Bunların yanında karaciğerde kelebek ve benzeri paraziter hastalıklar sık görülmektedir. Diğer bir hastalık ise karaciğer, akciğer ve dalakta görülen içi su dolu keseciklerdir. Keseciklerin sakatatlardan kesilerek ayrılma işlemi hastalık etmeninin yayılmasına neden olacağından bu kesecikleri içeren sakatatların hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekmektedir.
Ayrıca sakatatların kolesterol ve doymuş yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkilediği de bilinmektedir. Yani bir yanıyla sakatatlar önemli sağlık risklerinin odağıdır.
Sakatların güvenli bir şekilde tüketilebilmesi ve istenilen besin değerinde olması onun taze olmasına ve hastalık etmenlerini taşımamasına bağlıdır.
Bu nedenlerle başta karaciğer ve böbrek olmak üzere sakatatın et gibi hergün yenmemesi sağlık açısından en uygun olanıdır.Tavsiye edilebilecek sıklık ayda 2-3 defa olmasıyla birlikte bir defada çok fazla tüketilmemesi de gerekir.http://gidabilinci.com/sakatat-tuketmeli-miyiz-faydali-midir
Sakatat,kasaplık hayvanların kasları dışında kalan yenilebilir kısımlarına (yürek, karaciğer, böbrek, işkembe, beyin gibi iç organlarıyla baş ve ayakları) verilen genel isimdir.
Peki Nedir Faydaları?
Sakatatlar, kırmızı ete kıyasla daha az yağ içerdiklerinden dolayı kalori değerleri de düşüktür. En fazla enerji değerine sahip olan organ dildir. Protein miktarı ise beyin hariç diğer iç organlarda çizgili kas dokusunun protein miktarına yakın düzeydedir. Kırmızı etin çok az karbonhidrat içermesine karşılık, sakatatların çoğu yüksek oranda karbonhidrat içermektedir. Bu karbonhidratların büyük bir kısmı glikojen olarak karaciğerde bulunur. Sakatatların çeşitli mineral madde içeriği etten daha yüksektir.
Özellikle vücut depo organları olmaları nedeniyle protein, A vitamini, B grubu vitaminlerinden beslenme için esansiyel olan B1 (thiamine), B2 (riboflavin), niasin, folasin, B6 (pryodaksin) ve B12 vitaminleri ve mineraller yönünden oldukça zengin gıdalardır.
Bunun yanısıra sakatat tüketiminde bizi bekleyen birçok risk vardır.
Hayvanlar tarafından dışardan alınan tüm kimyasal maddeler, metabolizmaya girerek hayvan vücudunda birikebilir. Bu birikme,başta karaciğer olmak üzere akciğer, beyin, böbrek, kemik dokuları gibi sakatat olarak ifade edilebilen tüm hayvansal organlarda olabilmektedir. Toksik maddeler; reaksiyonların gerçekleştiği organlarda depolanabilir, daha toksik hale gelebilir, vücutta başka bir yere taşınabilir ve o organda hastalığa neden olabilirler. Sakatatlar insan sağlığına zararlı olan hormonları, bazı proteinleri (deli dana hastalığı etken proteini), virüsleri, parazitleri ve toksik ögeleri (pestisitler, insektisitler vb) de depolama özelliğine sahiptirler.
Bunların yanında karaciğerde kelebek ve benzeri paraziter hastalıklar sık görülmektedir. Diğer bir hastalık ise karaciğer, akciğer ve dalakta görülen içi su dolu keseciklerdir. Keseciklerin sakatatlardan kesilerek ayrılma işlemi hastalık etmeninin yayılmasına neden olacağından bu kesecikleri içeren sakatatların hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekmektedir.
Ayrıca sakatatların kolesterol ve doymuş yağ içeriğinin yüksek olması nedeniyle kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkilediği de bilinmektedir. Yani bir yanıyla sakatatlar önemli sağlık risklerinin odağıdır.
Sakatların güvenli bir şekilde tüketilebilmesi ve istenilen besin değerinde olması onun taze olmasına ve hastalık etmenlerini taşımamasına bağlıdır.
Bu nedenlerle başta karaciğer ve böbrek olmak üzere sakatatın et gibi hergün yenmemesi sağlık açısından en uygun olanıdır.Tavsiye edilebilecek sıklık ayda 2-3 defa olmasıyla birlikte bir defada çok fazla tüketilmemesi de gerekir.http://gidabilinci.com/sakatat-tuketmeli-miyiz-faydali-midir
0 Komentar untuk "Sakatat Tüketmeli Miyiz? Faydalı Mıdır?"